Akıllı saat sektörünün tartışmasız lideri Apple Watch, Series 6 ile 2020’nin en önemli yeniliklerinden biri olmaya aday. Peki, Apple’nin gerçekleştirdiği göz alıcı tanıtım etkinliğinin ardından satışa çıkan model beklentileri karşılıyor mu?
Kabul etmeliyiz ki, Apple Watch yalnızca akıllı saat sektöründe değil, tüm saat endüstrisi içinde haklı bir üne sahip. Apple’nin bu başarısı, elbette satış oranlarına da yansımakta. Geçtiğimiz günlerde tanıtılan Apple Watch Series 6 da akıllı saat furyasının en nitelikli modellerinden biri olmak üzere piyasaya hızlı bir giriş yaptı.
Değişiklikler minimal düzeyde ancak etkileri büyük. SpO2 sensörü eklenen model, belirli aralıklarla kanın oksijen doygunluk seviyesini ölçebilecek. Hatırlayanlarınız olacaktır, birkaç sene önceki bazı Android telefonların “sağlık” uygulamaları kapsamında kullanılabilen bir özellikti. Kameranın hemen yanında bulunan sensör ile parmaktan SpO2 seviyesi ölçülebiliyordu. Kullanıcıları tarafından pek ilgi görmemiş olmalı ki sonraki modellerde bu özellikten vazgeçtiler. Şimdi Apple aynı işlevi saatlerine ekledi ve saatin, Covid-19 başta olmak üzere akciğerlerin kanı oksijenlendirmesini sekteye uğratan hastalıklar için yardımcı tanı aracı olarak kullanılabileceğinden bahsediyor.
Diğer özellikler, uygulama bazında yüzde 20’ye kadar artırılmış işlemci performansı, altimetre, daha parlak ekran, yeni lacivert ve altın renkli kasalar, yeni kayışlar ve birkaç detay daha olarak karşımıza çıkıyor. Minimal değişim dememin sebebini anlamışsınızdır ancak görünen o ki Apple Watch Series 6 da tıpkı önceki modellerde olduğu gibi saat ve teknoloji severler tarafından büyük bir ilgiyle karşılanacak.
Bu kadar az değişikliğin böylesine şaşaalı bir etkinlik eşliğinde tanıtılması, aklıma henüz yeni sayılabilecek Rolex Submariner 2020 güncellemesini getirdi. Kült denilebilecek bir tasarıma sahip modelin, inanılmaz değişikliklere maruz kalmasını kimse istemezdi. Haliyle Rolex, sadece ufak dokunuşlarla, muhtemelen önümüzdeki 10-15 yılı kapsayacak revizyon çalışmasını da tamamlamış oldu. Apple Watch için de kendi kategorisinde benzeri bir ün ve muhafazakarlıktan bahsetmek mümkün. Apple, cep telefonları ve bilgisayarları başta olmak üzere her ürünü ile, rakiplerine adeta tasarım nasıl yapılır dersi veren bir dünya devi. Saatlerinde de aynı başarıyı yakaladıkları göz ardı edilemez bir gerçek. Zaten daha piyasaya sürüldüğü ilk andan itibaren kusursuzu yakalamış bir endüstriyel üründe ne çarpıcılıkta değişiklikler bekleyebiliriz ki?
İşin tasarım kısmı bir yana, yüksek teknoloji firmaları yazılım ve donanım adına da kısa sürede büyük atılımlar yapmaktan kaçınıyorlar. Bunun sebebi yenilikleri sürdürülebilir kılmak ve ulaşılabilir tutmaktan farklı değil. Talebi her sene canlı tutmak adına elinizdeki tüm kozları tek seferde kullanmamanız, herkesin faydasına bir durum.
Uzun lafın kısası, Apple Watch Series 6 için “elindekini ısıtıp yeniden önümüzde koymuş” ile “akıllı saat sektöründen yeni standartlar belirlendi” sınırlarında, geniş bir skalada yorumlar yapmak mümkün. Unutmadan, daha ulaşılabilir fiyat etiketi ve düşük teknoloji ile donatılan Apple Watch SE örneğini acaba saat piyasasında görsek nasıl bir tepki verirdik? Bir an, Rolex’in Ref. 16610 modelini yeniden ürettiğini düşündüm, heyecan verici olabilirdi.