Audemars Piguet ve Royal Oak; saat dünyasında bu ikili kadar beraber anılan bir kombinasyon daha bulmak hiç kolay değil. Birçok markanın ikonikleşmiş modelleri bulunsa da, Royal Oak ailesinin ve özellikle Jumbo modelinin saat dünyası özelinde yeri her zaman bambaşka.
İlk olarak 1972 yılında piyasaya sürülen, lüks-çelik saat konseptiyle tanıtılan Audemars Piguet Royal Oak, içinde bulunduğu zaman dilimine göre oldukça büyük ebatlarda tasarlanıyor. 39mm’lik çapıyla “Jumbo” lakabını hak eden ilk sürüm, müthiş bir satış grafiği yakalıyor ve saat dünyasının efsanevi modelleri arasında yerini alıyor.
Aradan geçen 47 yılda gelinen noktaya baktığımızda, ufak güncellemeler harici pek bir değişikliğe rastlamıyoruz. Zaten hâlihazırda kusursuzluğu yakalamış bir saati neden değiştiresiniz ki? 2012 yılında, 40. yıla özel olarak, son kez revizyon gören Jumbo, modern ama özüne sadık kalınarak tasarlanmış son şekline bürünüyor. Bu tarihten itibaren paslanmaz çelik kasalı ve mavi kadranlı versiyona ek olarak üçü sarı, biri pembe, biri de pırlantalarla kaplı beyaz olmak üzere beş altın ve bir de titanyum-platin seçenekleriyle üretilen Royal Oak Jumbo model ailesi, SIHH 2019 kapsamında tanıtılan beyaz altın kasalı ve pembe altın renkte kadranlı özel bir versiyona daha kavuşuyor.
Yeni tanıtılan model tıpkı ailenin diğer üyeleri gibi 39mm x 8mm ölçülerinde kasa ve bütünleşik tasarlanmış metal bilezikle bizleri karşılıyor. Audemars Piguet, saat endüstrisindeki en ihtişamlı metal işçiliğine sahip markalardan biri. Özellikle farklı açılardan bakıldığında kendini daha çok belli eden ışık oyunları, benzersiz bir görünüm sunuyor. AP, kasa ve bilezikte 18K beyaz altın kullanmış. Haliyle paslanmaz çelik versiyona kıyasla daha ağır bir saatle beraberiz. Bu noktada ilave ağırlığın herhangi bir konforsuzluk yaratmadığını ve hatta kalite hissini artırdığını belirtmeliyim. Saatin ön ve arka yüzeylerinde safir kristal cama yer verilmiş ve modelin su geçirmezlik değeri 50 metre ile sınırlandırılmış. Bileğinizde böyle bir sanat eseri varken denize veya havuza girmeyeceğinizi varsaydığımdan, bu değeri gayet yeterli buluyorum. Modele dair en çarpıcı detay ise kadran kısmında yer alıyor. Petite-Tapisserie adı verilen desene sahip, pembe altın tonunda üretilmiş kadran pantograf cihazıyla uzun saatler işlenerek göz alıcı dokusuna kavuşuyor. Kadranda yer alan indeksler ve kollara ilaveten bezel üstündeki vidaların da beyaz altından üretildiği bilgisini bu noktada eklemek istiyorum. Son olarak üstün işçilikle üretilmiş bilezik ve çift taraflı katlanır toka ile tamamlanan model, gerek kalite gerekse konfor konularında en tepelerde yer alıyor.
Royal Oak Jumbo’nun saatçilik efsanelerinden biri haline gelme hikâyesinin sebepleri nelerdir derseniz, mekanizması cevabı kesinlikle ilk 3’te yer alır. Jaeger-LeCoultre tarafından tasarlanan ve yalnızca Audemars Piguet Royal Oak Jumbo, Patek Philippe Nautilus, Vacheron Constantin Overseas saatlerinde kullanılan mekanizma, günümüzde sadece AP çatısı altında varlığını sürdürüyor. Uzun yıllar dünyanın en ince tam rotorlu otomatik mekanizması unvanının da sahibi olan 36 taşlı Caliber 2121, 2.75Hz’lik sıra dışı bir salınım frekansına ve 40 saatlik güç rezervine sahip. 247 parçadan oluşan mekanizmanın altın rotoru, toplam kalınlığı minimize edebilmek adına direkt olarak kurma sistemine entegre edilmiş. Bu arada dilediğiniz kişiselleştirmeleri isteğinize göre rotora işletme gibi bir opsiyonunuz da mevcut. CHF 55,000 liste fiyatına ilave ücret karşılığında elbette...