Kendine özel sözlüğü, modellerine özgü rumuzlarıyla konuşmaya doyamadığımız Rolex’in en göz alıcı beş taş kadranını, markanın hayranları için derledik.
Rolex’in yıllar içinde gerçekten farklı diyebileceğimiz çok az kadran tasarlayıp ürettiği bir gerçek. Marka, her modele farklı bir kadran tasarlamaktansa aynı modele farklı kadran tasarımları uygulamayı sevenlerden. En geniş kadran skalasına sahip olan modellerse Day-Date ve Datejust diyebiliriz. Bazı kadranlar diğerlerinden daha cesur ve benzersizken bir kısmı o kadar az üretilmiş ki, bulmak ve satın almak için küçük bir servetten vazgeçmeniz gerekebiliyor.
Renklerle farklılıklar denemek eğlenceli. Ancak farklı malzemeleri deneyimlemek –bana göre- çok daha değerli. Rolex de kadranlarından farklı taşları denemekten çekinmeyen markalardan biri. Bazıları hala üretimde olan bu kadranlardan en göz alıcı beş tanesini, marka meraklıları için derledik.
Doğal yollarla oluşan volkanik kökenli bu cam, lavın hızlıca soğuması ve kristalleşmeye yetecek kadar zaman geçmeden donmasıyla oluşuyor. Obsidyen, genellikle lav akıntılarının, soğumanın en hızlı yaşandığı kenar bölümlerinde bulunuyor.
Rolex’in kadranlarında oldukça nadir görünen bu taş, öncelikle kripto kristalin silika, kalsedon, mikro granül kuvarsla dönüşümlü olarak oluşan bir kaya. Tane inceliği ve renk çeşitliliğiyle karakterize olan bu taş, Day-Date’in kadranında pek de fena durmamış, ne dersiniz?
Yeşim taşı, çoğunlukla yeşil çeşitleriyle bilinen bir süs minerali. Asırlar boyunca mücevherat ve küçük heykel yapımında kullanılan bu taşın iki referansı bulunuyor: Bunlardan ilki Nefrit, silikat kalsiyum ve magnezyum. Diğeri de Jadeit; silikat sodyum ve alüminyum.
Ammonitler belki de en çok bilinen fosiller. Bu fosiller, Cephalopoda sınıfının Ammonoidea alt sınıfında, bir grup soyu tükenmiş deniz yumuşakçalarından oluşuyor.
Kantaşı denilen bu taş, kalsedon ve jasper kombinasyonundan oluşuyor. Koyu yeşil veya yeşilimsi mavi renkli, her yanına yayılmış kırmızı veya kahverengimsi kırmızı lekeler bulunan kuvars, bu lekeler nedeniyle ‘kantaşı’ olarak adlandırılıyor. İçinde büyüleyici küçük kristaller bulundursa da bunları çıplak gözle görmek maalesef pek de mümkün değil.
Biliyorum, bu yazıda yalnızca beş taşa yer verdik. Ancak bu, Rolex’in, taşların efendilerinden olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Marka bunlarla birlikte, azurit, yıldıztaşı (aventurin), malakit, meteortaşı gibi birçok farklı taştan kadranlarıyla da dikkat çekiyor.