Yeryüzünde en çok bulunan üçüncü elementin, doğadan bileklerimize gelme hikâyesini ele alıyoruz.
Alüminyum, atom numarası 13, doğada oksijen ve silisyumdan sonra en çok bulunan üçüncü elementtir. Yüzeyinde olunca ince film oksit tabakası sayesinde korozyona karşı yüksek dayanımı, alaşımlarının sahip olduğu yüksek mukavemet değerleri ve hafifliğiyle endüstrinin çok çeşitli alanlarında kendine yer bulmuş, özellikle geri dönüştürülebilir olmasıyla da ekonomiye olumlu katkı sağlamıştır.
Havacılıktan uzaya, medikalden yapılara birçok kategoride sıklıkla kullanılan alüminyumun saat endüstrisinde kullanımı genele kıyasla çok daha düşük boyutlarda olsa da, birkaç üretici bu kullanışlı materyalden ürettiği modelleri ürün gamına sokmuş durumda.
Alüminyum kasalı bir saati elinize alır almaz dikkatinizi çeken iki özellik vardır; hafiflik ve soğuk, grimsi yüzey. Basitçe anlatmak gerekirse alüminyumun öz kütlesi 2,7gr/cm3’tür. Kıyaslamak için paslanmaz çelik yaklaşık 7,9g/cm3, altın ise 19,3g/cm3’tür. Kısaca aynı saatin paslanmaz çelik versiyonu alüminyuma kıyasla neredeyse 3 kat ağırlığında olacaktır. Alüminyum, aktif bir metal olduğundan havada bulunan oksijenle anında tepkimeye girerek yüzeyinde ince bir film tabakası oluşturur. Bu tabaka laboratuvar ortamında kontrollü bir şekilde oluşturulur ve homojen bir şekilde dağılması ve renklenmesi sağlanır. Bu tabaka zaman içinde deforme olur ve alüminyumun yüzeyinde renk ve doku düzensizlikleri görünmeye başlar. Daha da kötüsü bu amfoterik, yani hem asit hem de baz ile reaksiyona giren yapı saatin bulunduğu bölge gereği tere karşı savunmasız bir hale gelebilmektedir. Bu sebeple alüminyum kasalı saatler zaman içinde terden etkilenerek ilk günkü kusursuzluklarını kaybederler. Son olarak alüminyum, görece yumuşak ve işlemesi kolay bir metaldir. Bu yumuşak yapısından ötürü de çizilmelere karşı dayanıksızdır.
Bu kadar kimya bilgisi yeterli. Şimdi biraz da sektörde neler varmış, göz atalım.
Seçenekler az olsa da, hemen hemen her bütçe için alüminyum kasalı saatler bulmak mümkün. Swatch uzun yıllardır devam ettirdiği Irony serisinin bazı modellerinde alüminyum kasalar kullanmakta. Bu saatler paslanmaz çelik muadillerine kıyasla hafiflikleri ve konforlarıyla ön plana çıkıyorlar.
Fiyat skalasında biraz daha yükselince Amerikalı üretici Hamilton bizleri karşılıyor. Khaki Aviation Pilot Pioneer Aluminium modeli, 41mm kasasıyla bilekte maksimum konfor vaat ediyor. Hamilton bu modelinde PVD kaplama kullandığı için zaman içinde oluşabilecek kötü görüntülerin de önüne geçilmesi ön görülüyor.
Son yılların şampiyonu Apple da akıllı saat serisinde alüminyum kasa seçeneğini sunmakta. Apple Watch 38mm ve 42mm kasa seçenekleriyle, benzersiz konforda ve kalitede bir akıllı saat deneyimi sunuyorlar.
Çıtayı biraz daha yükselttiğimizde, özgün tasarımıyla nam salan Panerai Composite serisi karşımıza çıkıyor. Alüminyum kasaların etrafını kahverengi oksit tabakasıyla kaplayan marka, hem hafiflik hem de rakipsiz bir sağlamlık vaat ediyor.
Sonraki sırada bağımsız saatçiliğin yükselen yıldızı F.P. Journe ve sportif tasarımlı modeli Centigraphe Sport geliyor. 2011-2014 yılları arasında üretilen model, alüminyum kasası ve bileziğiyle 55 gramlık inanması güç bir ağırlık değerine sahip. Unutmadan F.P Journe bu saatte mekanizmayı da alüminyumdan imal etmiş.