Omega, son yılların en iddialı kronografına imzasını attı. Huzurlarınızda Speedmaster Caliber 321.
Uzun zamandır bir saat için bu denli heyecanlandığımı hatırlamıyorum. Omega, geçtiğimiz sene orijinal Speedmaster modelinde kullanılan Caliber 321’in yeniden üretimi ile donatılmış platin kasalı Speedmaster’i tanıttığında da benzeri bir hisse kapılmıştım. Ancak modelin kasa malzemesi ve astronomik fiyat etiketinden ötürü heyecanım oldukça kısa sürmüştü. Şimdi ise aynı mekanizma çelik kasa-bilezik, safir kristal cam, seramik bezel gibi modern ve “doğru” detaylarla karşımızda.
Nostaljiye olan ilgimi asla inkâr edemem. Eski şarkılar, eski evler, eski arabalar ve çok daha fazlası. Olanca yaşanmışlığı beraberinde taşıyan bu objeler, bana inanılmaz sıcak ve samimi geliyorlar. Saatler için de aynı durum söz konusu. Neyse ki “vintage” esintili modellerden piyasada bolca bulunuyor. Ancak markalar çoğu zaman, artan maliyetleri kısmak ve ulaşılabilirliği artırmak adına “hissiz” modelleri piyasaya sürüyorlar. Maalesef ki bu durumdan en çok payını alan kısım da çoğu zaman mekanizmalar oluyor. İşte tam da bu noktada Omega, yıllar öncesinin o sıcak hissini yaşatan kronograf mekanizması 321’i yeniden hayatımıza soktu. Üstelik bahsettiğim sıcak detaylar yalnızca mekanizma ile de sınırlı değil.
1695 yılında, Ed White tarafından gerçekleştirilen Amerika’nın ilk uzay yürüyüşü programında astronota eşlik eden 3. Nesil Speedmaster 105.003’ü temel alan yeni model, 39,7mm çapında paslanmaz çelik kasaya sahip. Evet, yanlış okumadınız; 39,7! Nihayet saat firmaları da gerçek beyefendilerin devasa ölçüleri istemediğini anladılar! Kadranda nostaljik Omega logosu ve sarımtırak indekslerin mükemmel görüntüsü karşısında hayran kalmamak elde değil. Bu modelde safir kristal cama yer verilmiş. Doğrusu bu kararı oldukça yerinde buluyorum. Speedmaster Professional modellerinde kullanılan mika camın uzay görevi esnasında kırılmasının zorluğu, kırılırsa da etrafına zarar vermemesi gibi avantajları bulunmaktaydı. Atmosfer dışına çıkmadığınız sürece ise safir kristal çok daha kullanışlı. Camın etrafında yer alan takimetrik bezelin de alüminyum yerine seramikten yapılması, yine modern ve kullanışlılığı artıran bir detay olarak karşımıza çıkıyor.
Omega Speedmaster Ref. 105.003
Saatin bileziği de tıpkı kasası gibi paslanmaz çelikten imal edilmiş. Modern Speedmaster bilezikleri etli ve sportif görüntüye sahipken Omega burada daha zarif tasarımlı orijinal modelden devam etmeyi seçmiş. Bilezik genişliğinin 19mm olması da, yine eski modele yapılan göndermelerden yalnızca biri.
Şimdi gelelim saate dair en önemli kısma, mekanizmaya. Omega’nın ilk Speedmaster modelinde de kullandığı, kolon çark koordinatörüne sahip kurmalı kronograf Caliber 321, yıllar içinde yerini dikey mil ile donatılmış Caliber 1861’e bırakmıştı. Kolon çark ve dikey kam da neyin nesi diyenler için kısaca açıklayayım. Kronograflı kalibrelerde kronograf mekanizmaları, saatin asıl işleyişinden bağımsız şekilde kontrol edilirler. Ana dişli grubundan güç alan kronograf parçalarının aktive edilmesi ve güç aktarımında kolon çark koordinatörü, arka kısımda görünen büyük dişlere sahip çark, ya da kam mili kullanılır. Kolon çark koordinatörlü bir kronografın aktivasyonu sırasında balansın salınımı daha az etkilenir, dişlilere daha az yük biner ve her şeyden öte kronograf butonunun basma hissi fevkalade yumuşar. Zaten bileğimizdeki bu küçücük metal parçalarına da hislerimize hitap etsin diye bu paraları vermiyor muyuz? Kurmalı Caliber 321, 17 taşlı, 18000vph’de çalışıyor ve 55 saatlik güç rezervine sahip. SEDNA Gold ile kaplanmış mekanizmanın olanca güzelliği, safir kristal arka kapak sayesinde gözler önüne seriliyor.
Omega Speedmaster Caliber 321’e ait en çarpıcı detaylardan biri de saatin üretimine ait. Limitli üretim bir versiyon olmamasına rağmen her saatin üretimi tek bir saat ustası tarafından yapılıyor. Yani mekanizma ayrı, kasa ayrı, kontrol ayrı kişiye yüklenmiyor. Tıpkı eski günlerdeki gibi... Bu özel modele kavuşmanın bedeli ise 13.000 CHF olarak belirlenmiş. Yapabileceğim tek yorum şu: Kral geri döndü.